Toplumda uygulanmış olan veya uygulanagelen söz konusu bu inanç, kabul ve uygulamaları genelleştirmek isabetli değildir. Zira bu yönlü uygulamalar yöre, kesim ve kişilere göre değişebilir. Ancak var olan hurafeler hakkında bilgi edinmek amacıyla bunlar, veri sunmaktadır.
Hurafeler daha çok muhafazakâr kesime mal edilmekle birlikte, hurafe olarak adlandırılan olguların, seküler, liberal düşünce sahipleri, sahih dinî bilgiye sahip olmayan, din eğitimini ehil insanlardan almayan hemen hemen toplumun her kesiminde olduğu da gözlemlenmektedir. Hatta din dışı yeni iddialarla ortaya çıkan New Age akımları mensuplarında da ciddi anlamda hurafelerin varlığı gözlemlenmektedir.
EN ÇOK BİLİNEN BATIL İNANÇLAR
-Ölülere yasin okuyup okuyup bunları biriktirdiğini söyleyen istismarcılara aldanarak bu şekilde “hazır Yasin” satın almak ve bunu ölülere bağışlamak.
-Ruh çağırmak, büyü yapmak ve yaptırmak, fal bakmak, yıldızların durum ve hareketlerinden geleceği söylemek, kursun döktürmek.
-Ölünün arkasından yedinci, kırkıncı, elli ikinci, geceleri hayırlı bilmek ve bu gecelerde hayır yapmak.
-Türbelere, kabirlere mum dikmek, bez bağlamak, tuz serpmek.
-Mezar taşlarına ölünün resmini yapıştırmak.
-İki bayram arasında nikâh kıymamak.
-Cenaze taşırken tekbir getirmek veya alkış tutmak.
-Haftanın bazı günlerini uğursuz saymak. Bir çok kişi tarafından benimsenmiş, hala uygulanmaya devam edilen islamda yeri olmayan bazı batıl inançlardır.
-Astroloji ile meşgul olmak, görsel ve basılı medyadaki astrolojik burçlar ile ilgili bilgiler doğrultusunda günlük astrolojik fala inanmak ve yaşamına o doğrultuda yön vermek.
– Astrolojik bilgiler ile evlenmeye karar vermek ve burçlar doğrultusunda tercihlerde bulunmak.
– Çay, kahve ve benzeri fallara baktırmak ve bakmak. Oradan elde edilen ve anlatılan bilgiler doğrultusunda hayatına yön vermek.
– Farklı şeylerin zararlarından korunmak ve nazarı engellemek için kurşun döktürmek.
– Türbelerden veya Mekke ve Medine’den getirilen topraktan hastalara yedirmek ve böylece şifa bulacağına inanmak.
– İki bayram arasında nikah yapılamayacağına inanmak.
– Küçük çocukların yattığı veya oturduğu esnada üzerinden atlanıldığında boylarının kısa olacağına inanmak.
– Çocuğu olmayan çiftlere çocukları olması için deve dili veya etini yedirmek.
– Kapı eşiğinde oturan kimsenin borcunun artacağı ve fakir olacağına inanmak.
– Türbe ve yatırların çevresiyle alakalı olarak; Gözlerini kapayıp türbe içinde dönmeye çalışmak, türbenin duvarlarındaki taş aralarına çöp, taş vs. yerleştirmek, mum yakmak, bazı yerlere bez veya çaput bağlamak, mezarı olan şahıslardan yardım istemek amacıyla dua etmek vb.
– Sağ elinin içi kaşındığında para geleceği, sol elinin içi kaşındığında da para çıkacağına inanmak.
– Ayak altı kaşındığında yola çıkılacağını düşünmek.
– Ezan okunurken köpeklerin ulumasının kötülük getireceğine inanmak.
– Cenazenin defin işlemi esnasında küreğin yere konulmadan alındığında alanın öleceğine inanmak.
– Cenaze evindeki dolu olan su kapları boşaltılarak, cenaze kaldırıldıktan sonra onları tekrar doldurmak.
– Ölen kişinin ruhu gelir diye cenaze evini sürekli aydınlatmak.
– Ölünün kefeni arasına dua, ayet, vasiyetname gibi şeyleri kâğıda yazıp koymak.
– Ölen kimsenin mezarda içeceğini düşünerek mezarın üzerine su testisi koymak.
– Baykuşun öttüğü bir yerden cenaze çıkacağına inanmak.
– At nalının uğur getireceğine inanmak.
– Sayılara anlam ve uğur yüklemek, mesela yedi sayısının uğurlu olduğunu düşünmek.
– Kişinin üzerine kuş pisliğinin düşmesi, mekân içerisinde şemsiye açmanın uğursuzluk getireceğine inanmak, gibi olaylara ve nesnelere uğur veya uğursuzluk yüklemek.
– Ateşe su dökmenin, cinleri yakacağına inanmak.
– Yeni doğan bebeğin göbek bağının kesilerek cami avlusuna bırakmak.
– Yeni çocuk doğduğunda eve 40 gün et girmemesi.
– Kısmet açılması için müezzine minareden para attırmak veya mendil sallamasını istemek.
– Kara kedinin insanın önünden geçmesinin uğursuzluk getireceğine inanmak.
– Horozun vakitsiz ötmesi, insanın önünden tavşanın geçmesi ve karganın bir mekânda ötmesinden uğursuzluk çıkarmak.
– Akşam sakız çiğnemek, Gece aynaya bakmak ve Merdiven altından geçmek gibi eylemlerin uğursuzluğuna inanmak.
– Tüm çeşitleriyle fala baktırmak ve gayba dair bilgi verdiğine inanmak.
– Tefeül etmek veya ettirmek. Yani Kur’an’ın rastgele bir sayfasını açarak, oradaki ayet meallerinden anlam çıkarmak.
– Yıldız hareketleri ve astrolojik olaylar ve döngüler doğrultusunda inanç oluşturmak, fikir edinmek ve günlük hayatını bu doğrultuda şekillendirmek
Bunlar haricinde halk arasında en çok rastlanan BATIL inançlar şöyle;
– Ölen bir kişinin etleri ölümünden 40 – 52 gece sonra kemiklerinden ayrılır. Ölünün etleri kemiklerden kolay ayrılsın diye o gece evinde dua edilir.
– Mezarlığı parmağı ile işaret etmek iyi değildir. Parmakları ile işaret eden kişilerin parmakları kurur.
– Eve ölü girmesi iyi değildir, eve dışarıdan ölü getirilirse o evden birbiri ardı sıra üç ölü çıkar.
– Ölü olan evin komşuları evlerindeki suları dökerler. Aksi halde birbiri sıra ölümler meydana gelir.
– Ayakkabı çıkarıldığında ters dönerse, ayakkabı sahibinin tez vakitte öleceği düşünülür.
– Kurban kesilirken hayvan dilini dışarı çıkarırsa kurban sahibi o yıl içerisinde ölür.
– Geceleri su üzerinden atlanmaz. Su birikintileri ecinnilerin ve perilerin mekanıdır.
– Yoğurdun güzel olması için mezardan çırpı toplanarak kaynayan sütün altına atılır.
– Ateşin çıkardığı ses ateşi yakan kişi hakkında dedikodu yapıldığına işarettir.
– Ölü evden çıkarılmadan üzerinden kedi atlarsa ölünün hortlayacağına inanılır.
– Ölü bulunduğu odadan yıkanmaya götürülürken yatağına bir baş soğan konur.
– Ölü gömülene kadar ev süpürülmez, çamaşır yıkanmaz, eve su getirilmez.
– Yatarken çorapları baş tarafa koymak iyi değildir, insan çabuk ölür.
– Mezar kazıcısına para verilmezse ölünün rahatsız olacağına inanılır.
– Bir çocuk sürekli ağlarsa o evde mutlaka ölüm meydana gelir.
– Baş sağlığına gelen kişilerin ayakkabıları ters çevrilmez.
– Bir kimsenin bitlenmesi yakın zamanda öleceğine işarettir.
– Bir kişi gömüldükten sonra ruhu 7 gün evini ziyaret eder.
– Kırklı kadının yattığı odaya kibrit ve süpürge konulur.
– Kulağın çınlaması birisi tarafından anılmaya işarettir.
– Hamur yoğururken dışarı hamur sıçrarsa misafir gelir.
– Mezara toprak atılırken elden ele kürek verilmez.
– Gök gürleyince bir bıçak alınarak dama atılır.
– Ölünün elbiseleri ölü yıkayıcılarına verilir.
– Yola giderken dönüp bakmak iyi değildir.
– Ölünün yıkandığı evde üç gün ışık yanar.
– Ölünün elbiselerini giyenin ömrü uzar.
– Kırık ayna uğursuzluktur.